Dünya gelirlerinin yüzde 5’i hile yoluyla kaybediliyor.
Pusula Danışmanlık Kurucusu Mali Müşavir ve Hile Denetimi Uzmanı Fikriye Aslan, işlerinin bir denetim mekanizması olduğunu, adli muhasebenin denetim, finans, muhasebe, üretim ve psikolojinin bir araya geldiği bir uzmanlık alanı olduğunu söyledi.
Dünyada özellikle Batı’da yaygın olarak kullanılan “Adli Muhasebe” faaliyetlerinin Türkiye’de de giderek kapsamının genişlediğini vurgulayan Fikriye Aslan, “Buna yurtdışında FRAUD Denetimi deniyor. Suiistimal yolsuzluk denetimi anlamına geliyor. Her işletmede ve kurumda suiistimaller olabilir ve en fazla suiistimal rakamlarda yapılıyor. Özel sektörde rakamlardaki suiistimali bulabilmek için mali müşavir olmak lazım. Biz belgesiyle evrakıyla ortaya koyuyoruz” dedi.
Suiistimali bulup belgeledikten sonra gerisini işyeri sahipleri ve adli makamlara bıraktıklarını dile getiren Fikriye Aslan, “Suiistimali bulduk… Nasıl yapıyor bulduk… Tekniği ne bulduk… Belgesi ne ortaya koyduk… Sahte imza mı attı, bulduk… Adli Tıp’tan mevcut raporu alıyoruz. ‘Bu kişi ve kişiler şu zamandan beri şu teknik ve metot ve yolla işvereni suiistimal ediyor’ diyerek belgeliyoruz. Biz adalete ve emniyet güçlerine yardımcı oluyoruz” diye konuştu.
Dünyada en fazla suiistimalin yapıldığı ülkenin ABD olduğunu, “Adli Muhasebe”cilik üzerine ilk kez dünyada 1996 yılında ABD’de Uluslararası Suiistimal ve Hile Uzmanları Derneği (ACFE) kurulduğunu hatırlatan Fikriye Aslan, söz konusu derneğin her iki yılda bir suiistimaller ve “Adli Muhasebe”cilikle ilgili raporlar yayımladığını hatırlattı.
Fikriye Aslan, “ACFE istatistiklerine göre hile yoluyla ekonomide kaybedilen kazançların büyüklüğü, hangi ülkelerde ne tür vakalar oluşuyor, bu vakaların kadın – erkek ve yaşı, hangi insanlar tarafından suiistimaller daha fazla yapılıyor, bunlar sürekli raporlanıyor. ACFE istatistiklerine bakıldığında genel olarak eğitim düzeyi değişmiyor… Küçük şirketlerde daha fazla suiistimal oluyor… Hilenin büyüklüğüne baktığımızda üç tarz hile yöntemi var… Mali tablo hileleri… Kağıt kalemle birçok hile ve suiistimal yapılabiliyor” açıklamasını yaptı.
İşletmelerde hile belirtilerine dikkat!
Büyük oranlı mali krizlerin çıkması, piyasada güvenirliğinin yitirilmesi, işletmelerde hile yapıldığının en bariz ölçülerinden olarak değerlendiriliyor. Yapılan araştırmalarda insanoğlunun fıtratı gereği bir işletme veya kurumda çalışanların yüzde 15’inin hiç hile yapmadığı, yüzde 10’unun her durumda hile yapabildiği ve yüzde 75’inin de fırsatını bulunca hileye yöneldiği tespit edilerek kayıtlara geçirilmiş.
Yine araştırmalarda işletmelerde hilecilerin çok konuşkan olduğu ve sempatikliklerinin yanında kendilerine çok değer biçtikleri, hastalık derecesinde yalan söyledikleri, asla vicdan azabı çekmedikleri, başkalarının duygusuyla rahatlıkla oynayabildikleri, manipülasyonda aşırı hünerli oldukları, kurnaz, egoist, çok risk alan, kurallara uymama özelliği taşıdıkları, işe en önce gelip, en geç gittikleri, gece yarılarına kadar çalıştıkları ve hiç izin yapmadıkları, hilecilerin yüzde 70’inin erkek, yüzde 30’unun kadın olduğu, eğitim düzeyi arttıkça hilecilerin verdiği zararların daha büyüdüğü ortaya çıkarılmış durumda.
Hile vakaları en çok finans sektöründe görülüyor.
Finans ve bankacılık sektöründe hile vakalarının diğer sektörlere göre daha fazla gözlendiğini ancak yapanlar olsa bile yakalanmadıklarını belirten Fikriye Aslan, “Suiistimali kimler yapıyor, cinsiyete bakıyorsunuz… Yüzde 70’lerde erkekler, yüzde 30’larda kadınlar yapıyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe hilenin verdiği zarar boyutu büyüyor. Mavi yakanın yapacağı zirve ile beyaz yakalının verdiği zarar aynı olmuyor, beyaz yakalılar daha fazla işletmeye zarar veriyor” diye konuştu.
“Adli Muhasebe”ciler olarak suiistimali bulabilmek için daha çok maaşlara ve iş avanslarına bakarak işe başladıklarını, çünkü genel istatistiklere göre bir işletmede her 100 kişinin yüzde 10’unun net olarak suiistimal yaptığını, yüzde 15’inin kesinlikle suiistimale giriştiğini, ancak çalışanların yüzde 75’inin imkan ve fırsat bulursa suiistimale bulaştığını hatırlatan Fikriye Aslan, “İşimiz suiistimal ve hile dedektifliği. Adli muhasebeye ihtiyaç duyan firmalar bize geliyor. İşimiz Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak kayıp kaçakları bulmak değil, işimiz işletmelerin çalınan varlıklarını çalınmaması yolunda tedbir koymak, önlem almak… Çalınıyorsa da nasıl çalınıyor bulup raporlamak ve bu yolları kapatmak. Biz firmanın varlıkları işletme sahibinde kalsın, başkasının cebine gitmesin diye çalışıyoruz” dedi.
Dünya gelirlerinin yüzde 5’i hile yoluyla kaybediliyor
Hile yoluyla suiistimalden uzak kalan şirketlerin ve bu şirketlere büyük oranda sahip olan ülkelerin ekonomide başarılı olduğunu, şirketlerin ayakta kalabilmesi ve istikrarı için düzgün çalışması gerektiğini dile getiren Fikriye Aslan, “Ortaklar, tepe yöneticileri ve diğerleri birbirini aldatıyorsa o firma, şirket ayakta kalabilir mi? Dünya genelinde yapılan istatistiklere göre, dünya gelirlerinin yüzde 5’i hile yoluyla kaybediliyor. Bu da Türkiye’nin GSYH’nin 7 katı büyüklüğünde” dedi.
Türkiye’de firmaların yüzde 70’inin aile şirketi olduğunu ve asıl sorunun buralarda çıktığının altını çizen Fikriye Aslan, “Şirketlerde her şey kurulur, iç denetim en sona bırakılır. Bizde böyle şeyler olmaz, denir. Varlığını kabul etmezseniz, olmayacağını düşünürseniz, görmezden gelirseniz, bu görmezden geldiğiniz alanı herkes kullanabilir. Şirketlerde iç denetim sistemi kurmak ve devam ettirmek en büyük tedbirdir. En güzel tedbir iç denetim sistemi kurmaktır. En güzel tedbir çaldırmadan önce önlem almak. Ayrıca suiistimal ortaya çıkınca müeyyide, ceza olmalı ki diğerleri için bir ders olsun” diye konuştu.
“Adli Muhasebe ve Hile Denetimi” Uzmanı Fikriye Aslan, iç denetimin özellikle suiistimalin açık alanlarını kapatma ve tedbir kayna yönünde işletmelere, firma ve şirketlere fikir verdiklerini, daha da ileri giderek kendilerine has tekniklerle suiistimali belgeleyip ortaya koyup işyeri sahiplerine ilettiklerini kaydetti.